Kategori: Sağlık

Çubuk sağlık haber

  • Hastanede Sosyal Hizmet Birimi Açıldı

    Hastanede Sosyal Hizmet Birimi Açıldı

    Halil Şıvgın Çubuk Devlet Hastanesi sosyal hizmet birimi hizmete girdi.

    Sosyal hizmet, İnsanların yardımsız karşılayamadığı ihtiyaçlarının karşılanamaması ve çözemedikleri sorunlarının çözülmesi amacı ile sosyal hizmet uzmanları tarafından gerçekleştirilen profesyonel faaliyetlerdir.

    Yoksulluk,  işsizlik, göç, madde bağımlılığı, suçluluk, sokak çocukları, korunmaya muhtaç çocuklar, yaşlılık, ihmal ve istismar vakaları, özürlülük, hastalık vb. gibi sosyal sorunlar sosyal hizmetin çalışma alanına girer.

    Tıbbi sosyal hizmet; hastaların, psiko-sosyal ve sosyo-ekonomik sorunlarını çözerek, tedaviye uyumlarını artırmak amacıyla yürütülen sosyal hizmet uygulamasıdır. Hastaların kişisel ve ailevi sorunlarının çözümlenmesinde ailesi, yakın çevresi ve gerektiğinde diğer Sosyal Hizmet Kurumlarıyla iş birliği yaparak çözüme katkı sağlandı.

    Sosyal Hizmet Birimi, hastanede ayakta veya yatarak muayene ve tedavi olan hastaların tıbbi tedaviden etkin bir biçimde yararlanmaları amacıyla yürütülen ekonomik, sosyal, psikolojik, eğitici destekleyici ve geliştirici hizmetlerin yanında, hastanın ailesi ve çevresi ile ilişkilerinin düzenlenmesi, hastaneden çıktıktan sonra kişisel ve ailevi sorunlarının çözümlenmesi gibi hizmetlerin yürütüldüğü birimdir.  Çubuk Halil Şıvgın Devlet Hastanesinde bu birimdeki çalışmaları görevli Sosyal Hizmet Uzmanı Zübeyir Ünsal ve Sosyal Hizmet Uzmanı Kamuran Ensoy yürütüyor.

  • Otobüsler Gribe Karşı İlaçlandı

    Otobüsler Gribe Karşı İlaçlandı

    Çubuk Belediyesi Sağlık İleri Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, gribal enfeksiyonların çıkmaması için ilçede ulaşımı sağlayan toplu taşıma araçlarını dezenfekte etti.

    İlçe genelinde hizmet veren yaklaşık 100 toplu taşıma aracı dezenfekte edildi, çalışma her ay periyodik olarak tekrarlanacak.

    İlçede kış mevsiminden kaynaklanan gribal hastalıkların ortaya çıkmaması için gerekli ilaçlama, dezenfeksiyon ve temizlik çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen Çubuk Belediye Başkanı Lokman Özden, “Belediyemiz Sağlık Hizmetleri Müdürlüğüne bağlı ekipleri, Ankara-Çubuk arası çalışan midibüsler başta olmak üzere insanlarımızın toplu bulunduğu dolmuş ve otobüslerde ilaçlama ve dezenfeksiyon çalışması yapıyor. Önümüzdeki günlerde de okul servislerini grip virüsü ve salgın hastalıklara karşı dezenfekte edeceğiz.” dedi.

  • Çubuk Hastanesi Sorunları Masaya Yatırıldı

    Çubuk Hastanesi Sorunları Masaya Yatırıldı

    Aralık ayı Ankara İl Özel İdaresi İl Genel Meclisi gündemi arasında 32. maddesinde Çubuk Halil Şıvgın Devlet Hastanesinin sorunlarının araştırılması yer aldı.

  • Çubuk’un Bebeği Gündemde

    Bu Bebek Türkiye de Bir İlk

    Ankara’dan hava ambulansıyla İzmir’e sevk edilen, dünyaya geleli daha henüz 2 ay 9 gün olan, 3.5 kiloluk Kadir Kaan bebeğe, annesi Hatice Gündoğmuş’tan (25) alınan karaciğer parçası, yeni bir teknikle, küçültülerek nakledildi.

    Türkiye’de ilk kez bu kadar küçük ve düşük kilolu bebeğe karaciğer nakli yaptıklarını belirten Doç. Dr. Murat Kılıç, “Bebeklerde karaciğer nakli zaten zor. Bu bebeğin küçüklüğü riski daha da arttırıyordu ama yapmasak bir iki günde kaybedebilirdik. Artık bu bebeklerin de ikinci yaşam şansları olacak” dedi.

    Çubuk’ta oturan, Kübra (7) ve Merve (3) adlı iki kız sahibi ev hanımı Hatice Gündoğmuş ile bir gıda toptancısında çalışan İsmail Gündoğmuş ailesine 26 Ağustos 2011 tarihinde oğulları Kadir Kaan katıldı. Ancak, 2 bin 600 gram doğan minik Kaan, dünyaya geldikten birkaç saat sonra ana kucağı yerine Dış Kapı Hastanesi’ne sevk edildi. Talihsiz Kaan 11 gün yattığı hastaneden taburcu olduktan üç gün sonra artan sarılık, karında şişlik şikâyetleriyle yeniden hastaneye yatırıldı. Normal süresinde doğmasına karşın düşük kilolu olan Kaan Bebek, bir daha hastaneden çıkamadı. Durumu kötüleşen minik Kaan’ın yaşam şansının organ nakline bağlı olduğu belirtilirken, karaciğer yetmezliği son safhaya gelen Bebek ile annesi 2 Kasım’da helikopter ambulansla İzmir’deki Özel Kent Hastanesi’ne sevk edildi.

    Doç. Dr. Murat Kılıç başkanlığında, Doç. Dr. Murat Zeytunlu, Prof. Dr. Mehmet Alper, Doç. Dr. Çiğdem Arıkan, Opr. Dr. Zafer Önen ve Opr. Dr. Cahit Yılmaz’dan oluşan ekip, hızla hazırlıklara başladı. Gelişini heyecanla beklediği oğlunu dünyaya getirdiğine sevinemeden kaybetme korkusuyla kahrolan anne Gündoğmuş, verici adayı oldu. Tetkikler sonucunda anne uygun çıkarken, nakil ekibi için de zorlu süreç başladı. Cerrahlar bir ilki gerçekleştirmek için operasyona girdi.

    LİTERATÜRE GİRECEK

    İlk kez bu kadar küçük bir bebeğe nakil yaptıklarını belirtip zorluklarını anlatan Doç. Dr. Kılıç şöyle konuştu:

    “Daha önce 3 aylık bir bebeğe nakil yapmıştık, ancak o, 5 kiloydu. Ama Kaan Bebek daha 70 günlüktü ve doğduğu günden beri problemleri olup, karaciğer yetmezliğinde son döneme girmiş bir bebekti. Nakil olmazsa bir iki gün içinde kaybedeceğimiz bebekti. Bizi asıl zorlayan kilosu oldu. 2 kilo 600 gram doğan bebeği ameliyata aldığımızda kilosu 3.5 kiloydu. Bu yeni doğmuş normal bir bebeğin kilosu. küçük ve düşük kilolu bebeklerde karaciğer nakli zaten çok zor. Teknik olarak çok problemler getiriyor. Bu bebeğin küçüklüğü bu riski daha da arttırıyordu ama bekleyecek zamanımız yoktu. Anne de uygun verici çıktı. Yeni bir yöntemle, anneden alınan karaciğer parçası bebeğe uygun boyutlarda küçültülüp, nakledildi. Literatürde bizim bebeğimizden yaşça daha küçük, 1 aylık bir bebeğe nakil yapıldığı yer alıyor. Ancak o bebeğin kilosu da Kaan Bebek gibi 3.5. Bu tür küçük bebeklerde dünyada da nakil çok az. Kaan Bebek de yayın olacak, literatüre girecek. Artık bu kadar küçük bebeklerimizin de yaşam şansı olacak. Onların bu şansını artıran sadece ekip değil, nakillerin Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanması, Sağlık Bakanlığı’nın helikopter ya da uçak ambulanslarda bu hastaların Türkiye’nin dört bir yanından İzmir Kent Hastanesi’ne nakillerinin sağlanması böyle hasta bebeklerimize ikinci hayat kapılarını açıyor.”

    PARMAK ÇOCUK GİBİ

    Anneden alınan karaciğer parçasını Japonların bulduğu, ancak onlar tarafından da yeni yeni kullanılmaya başlayan tekniği uygulayarak, Kaan bebeğe uygun hacme getiren Doç. Dr. Murat Zeytunlu ise şunları söyledi:

    “Tüm dünyada en ciddi problem bu bebeklere yeni karaciğer bulmak. Çünkü bütün karaciğerler ya da böldüğünüz karaciğerler hep daha büyük gramajlı olduğu için ihtiyaca fazla geliyor bu da ciddi problem yaratabiliyor. Ondan dolayı bu kadar küçük bebeklere tedavi şansımız çok fazla olmuyordu. Japonların bir tekniği var. Onlar çok fazla uygulamıyorlar. Ama biz bu tekniği geliştirip uygulayarak gramajı daha da küçültebiliyoruz. Karaciğeri bir pasta gibi direkt kesemiyorsunuz, içinde damarları, yapıları mevcut. Bunları korumanız gerek, canlı bir doku olarak kalması lazım. Yeni teknik sayesinde gramajı küçülterek nakledebilmek mümkün. Örneğin bu bebeğimize 100 gram civarında bir karaciğer parçası nakletmeyi başarabildik. Normal, anneden aldığımız orjinal karaciğer 200 gramdı. Bu teknikle parmak çocuk diyebileceğimiz bu bebeğimize bu şansı verebildik. Bu tekniğin devamıyla küçük bebeklerimize yeni bir yaşam şansı verme umudumuz ve heyecanımız çok fazla, inşallah iyi gidecek her şey.”

    “ELİMİ KOYACAK YER BULAMADIM”

    Plastik Cerrahi Profesörü Mehmet Alper de ilk kez en küçük nakil vakasında yaşadıklarını, duygularını şu sözlerle anlattı: “Ben bu ekibin mikrocerrahisini yapıyorum. Yani parça alınan karaciğerde küçülmüş olan atardamarını dikiyorum ve bunu mikroskop altında yapıyorum. Ama yenidoğanda damar çapları vücuduna oranladığımızda çok küçük. Yarım milim bir milim arasında diyebiliriz. Kullandığımız iplikler kıldan ince yani mikroskobun altında zor görüyoruz, çıplak gözle göremiyoruz. Bunun bir zorluğu var, ancak bu bebeğin naklinde damarları birleştirmek için en çok elimi nereye koyacağımı bilemedim. İki elimi yanyana getirdiğimde bir elim bacağında bir elim başındaydı bebeğin. Böyle operasyonlarda insanin vücudunda adrenalin kalmıyor, ama çıktığında mutlu oluyor. Biz de çok mutlu olduk.”

    Öte yandan minik Kaan’ın tedavisi yoğun bakımda, annesi Hatice Gündoğmuş’un tedavisi ise servisteki odasında sürüyor. Doç. Dr. Kılıç, hem annenin hem de bebeğinin toparlanma döneminde olduğunu, sağlıklarının iyi olduğunu belirtirken, Gündoğmuş çifti çok sevinçli olduklarını söyledi. Anne Gündoğmuş, “Oğlum doğdu doğalı hastanelerde. Doktorlar sayesinde hayatta, çok mutluyum” dedi. Baba İsmail Gündoğmuş, “Eşim, nakil denilince oğlumuz için tereddüt etmeden ameliyat masasına yattı. Onu ikinci defa dünyaya getirdi. Doktorlarımıza da çok teşekkür ediyoruz” dedi.

  • Çubuk’tan Örnek Kampanya

    Çubuk’tan Örnek Kampanya

    Çubuk Belediyesi, Somali’de yaşanan kuraklık ve açlıkla mücadele eden vatandaşların sağlık problemlerinin çözümüne katkıda bulunmak amacıyla ilaç toplama kampanyası başlattı.

    Çubuk Belediye Başkanı Lokman Özden, Çubuk Belediyesi Sağlık işleri Müdürlüğü tarafından “İlaçlar Elde, Evde Kalmasın” kampanyası başlatıldığını belirterek, kampanyada toplanacak ilaçların belediye işyeri hekimi tarafından yapılan incelemenin ardından Çubuk Kızılay Şubesine teslim edileceğini söyledi.

    Somali’ye gönderilecek ilaçlarla ilgili kampanyanın bir ay süreceğini ifade eden Başkan Özden, kampanya bitiminde de ilaç gelmesi halinde toplanan kullanılmayan ilaçların, ilçedeki ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılmak üzere, Çubuk Kaymakamlığı Toplum Sağlığı Aile Merkezine teslim edileceğini belirtti.

    “KAMPANYAYA DESTEK SOSYAL BİR SORUMLULUKTUR”

    Sağlık için gerekli olan ilaçların kullanılmasının ardından, artan ilaçların israf edilmemesi gerektiğini anlatan Başkan Özden, Somali için başlatılan kampanyaya tüm vatandaşları destek olmaya çağırarak, sözlerine şöyle devam etti:

    “Somali için başlattığımız kampanya belediyemizin sosyal sorumluluk kampanyalarından biridir. Kampanyayla hem Somali’de ihtiyaç sahibi insanlara yardım etmeyi amaçlıyoruz. Hem de evlerdeki ihtiyaç fazlası ilaçların tıbbi atık olmasını engellemek, medikal kirliliğin önüne geçmek, evde bulunan ilaçların sürekli ve bilinçsizce kullanımını da önlemek istiyoruz. Bu nedenle kampanyaya destek olmak hepimiz için sosyal bir sorumluluktur.”

    Başkan Özden, kampanyaya katılmak isteyen vatandaşların evlerindeki fazla ilaçları Çubuk Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü’ne veya Zabıta Müdürlüğü’ne teslim edebileceklerini sözlerine ekledi.

  • Kalp Dostu “Alıç” Şehre İndi

    Kalp Dostu “Alıç” Şehre İndi

    Çubuk’un Karadana, Dedeler, Küçükali  gibi   yüksek köylerinde yetişen kış mevsimin habercisi olarak bilinen alıç meyvesi toplanıp köylüler tarafından satılmaya başladı.

    Daha çok kayalık yerlerdeki çalılıklar içinde ve ormanlarda yetişen kırmızı ve sarımsı renkte olan alıç, sonbahar mevsiminde vatandaşların rağbet ettiği meyveler arasında yer alıyor.

    Alıçı tesbih şeklinde dizip kendi tarzında yaptığı bir sopa parçasında tanesini 1 TL’den satan köylü vatandaş İzzet Yurtoğlu, satışlardan oldukça memnun olduğunu belirterek, `Vatandaşlar alıca yoğun ilgi gösteriyor. Çok faydalı kalp dostu olarak bilinen bir meyve olduğu herkes tarafından biliniyor”  dedi.

    Alıcın 10 metreye kadar yükselebilen, dikenli, beyaz veya pembe çiçekli bir ağaç olduğunu, meyvelerinin ise 6-10 milimetre çapında, esmer veya kırmızı renkli olduğunu ve hakkında bir çok bilgi öğrendiğini belirten  Yurtoğlu; “Alıç, hafif ekşimsi lezzetli bir meyvedir. Alıcı daha çok kalp ve damar hastaları tercih etmekte. Sinir sistemini yatıştırıcı, hafızayı güçlendirici, idrar söktürücü ve kabız yapıcı etkileri de var. Kalp ve beyne olan kan akışını artırdığı, kalbi düzensiz atışlara karşı koruduğu, kalbin kasılma gücünü artırdığı, kan basıncını dengelediği, çiçeğinin ise zayıflamak için bire bir olduğu biliniyor” diye konuştu.

  • Sağlıklı Yaşamın Sırrı

    Sağlıklı Yaşamın Sırrı

    Bütün tabipler ve hekimler birçok hastalıkların altı şeyden meydana geldiğinde ittifak etmişler.

    –         Gündüz çok uyumak

    –         Gece çok uyumak

    –         Gece uykudan kalkıp su içmek

    –         Tok karnına yemek, yemek

    –         Çok cima yapmak

    –         Bevlini tutmak

    Eskilerden yaşlı bir adama sormuşlar: “Maşallah, ömrün ne kadar uzun” dediklerinde, adam; “ Biz yemeği pişirdiğimiz zaman iyice çiğneriz. Midemizi doldurmayız, çok fazla da acıktırmayız” demiş.

    Eskiler derler ki; “Bir insan için sabah kahvaltısından sonra en faydalı şey biraz istirahat etme, akşam yemeğinden sonra en faydalı şey de bir miktar hareket etmek, yürümektir. Bu sebeple; “Sabah kahvaltısından sonra bir koyun postunda bile olsa uyu, akşam yemeğinden sonra da muhakkak suretle bir miktar yürü. Mesele de; “Yemekten sonra bir adım da olsa yürün, meniden sonra bir damla da olsa bevledin” denilmiştir.

  • Çubuk’ta Küçük Yakup’un Babası Çaresiz

    Çubuk’ta Küçük Yakup’un Babası Çaresiz

    Çubuk’ta Küçük Yakup’un çaresiz babası yardım eli bekliyor.

    Baba Hüseyin Ballı, yaptığı açıklamada, oğlu Yakup Ballı’nın doğduktan sonra yakalandığı epidermis bulloza hastalığı dolayısıyla yıllardır çare aradıklarını söyledi.

    Ballı, oğlunu Ankara ve İstanbul’da çeşitli hastanelere götürdüğünü ancak, doktorların hastalığın çaresi olmadığını söylediklerini savundu.

    Ballı, zaman içinde oğlunun vücudunun her tarafını yaraların sardığını, el ve ayak parmaklarının kapandığını, her geçen gün acılarının arttığını ifade ederek, “Her gün gözümüzün önünde oğlum acı ve sancı çekiyor. Dudakları, burnu, eli, ayağı ve hatta dili bile yaralar içinde ve sürekli kaşınıyor. Oğlum hiç okula gitmedi. Yaraları yüzünden uyuyamıyor. Gittiğimiz doktorlar bu hastalığın tedavisi olmadığını söyledi. Evde bakabileceğimizi söylediler. Devlet büyüklerinden, doktorlarımızdan ve hayırseverlerden Allah rızası için yardım bekliyoruz” dedi.

  • Çubuk Hastanesinde Randevulu Sistem

    Çubuk Hastanesinde Randevulu Sistem

    Ülke genelinde olduğu gibi Çubuk Halil Şıvgın Devlet Hastanesinde “Merkezi Hastane Randevu Sistemi” devreye girdi.

    Merkezi Hastane Randevu Sistemi (MHRS)

    Bilindiği üzere, Sağlık Bakanlığı Türkiye’de daha etkin ve verimli bir şekilde sağlık hizmetlerine ulaşılması amacı ile Sağlıkta Dönüşüm Projesi’ni yürürlüğe koymuş ve bu program kapsamındaki çalışmaları büyük ölçüde gerçekleştirmiştir. Bu programın en önemli çalışmalarından biride Merkezi Hastane Randevu Sistemidir

    MHRS nedir?

    MHRS; vatandaşların Sağlık Bakanlığına bağlı 2 ve 3. basamak Hastaneler ile Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri için 182 MHRS Çağrı Merkezini arayarak canlı operatörlerden kendilerine istedikleri hastane ve hekimden randevu alabilecekleri bir uygulamadır

    MHRS’nin amaçları nelerdir?

    Hastanelerde daha iyi bir kaynak planlanması (iş gücü ve teçhizat kullanımının etkin ve verimli planlanması) yapılarak vatandaş/hasta memnuniyetinin artırılması, hastanelerde kuyrukların azaltılması. Hastanelerde kaynak kullanımının ve dağıtımının ölçülmesi (iş gücü, makine ve teçhizat kullanımının etkin ve verimli uygulanması)suretiyle; sağlık hizmetleri sunumunun, verim ve kalitesinin artırılması. —MHRS verileriyle, sağlık politikaları geliştirilmesine yardımcı olunması. Randevu nasıl alınır?

    Ev, iş, ankesör ve cep telefonlarından 182 numaralı Sağlık Bakanlığı MHRS Çağrı Merkezi aranır. 182 numaralı telefonu arayan vatandaş tarafından çağrıyı karşılayan asistana (canlı operatör) randevu talebinde bulunulan vatandaşın T.C. Kimlik Numarası verilir. Asistan vatandaş bilgilerini doğrular.

    Vatandaş randevu talebinde bulunduğu hastane, poliklinik ve hekim bilgilerinden en azından hangi polikliniğe gideceğini asistana bildirdikten sonra, asistan uygun tarih ve saat dilimlerini vatandaşa iletir.

    Vatandaş seçimini yaparak randevusunu alır.

    Randevu nasıl iptal edilir?

    Ev, iş, ankesör ve cep telefonlarından 182 numaralı Sağlık Bakanlığı MHRS Çağrı Merkezi aranır. Bu arama randevu zamanından önce yapılmalıdır.

    182 numaralı telefonu arayan vatandaş tarafından çağrıyı karşılayan asistana randevu talebinde bulunulan vatandaşın T.C. Kimlik Numarası verilir. Asistan vatandaş bilgilerini doğrular.

    Vatandaş iptalini istediği randevusunun, tarih ve zamanını asistana iletir. Asistan tarafından ilgili randevu iptal edilir.

    NOT: VATANDAŞ KENDİSİNE VERİLENEN RANDEVU ZAMANINDAN 30 DAKİKA ÖNCE İLGİLİ HASTANENİN MHRS HASTA KABUL BÖLÜMÜNE BAŞVURUR.

  • Çubuk Tayyip’i Kaybetti

     

    Çubuk Tayyip’i Kaybetti

    Çubuk’ta geçirdiği trafik kazası sonucu 2 gün Hastanede hayat mücadelesi veren ve beyin ölümü gerçekleşen 7 yaşındaki Tayyip Özdemir’in organları, başkentin çeşitli hastanelerinde organ bekleyen 7 çocuğa umut oldu.

    13 Haziran’da Çubuk’ta bir aracın çarpması sonucu ağır yaralanan Tayyip Özdemir, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Ambulansla acil servise getirilen Özdemir, durumunun ağır olması sebebiyle cerrahi yoğun bakıma sevk edildi. Bütün müdahalelere rağmen 15 Haziran’da Özdemir’in beyin ölümü gerçekleşti.

     

    Hastanenin Organ ve Doku Nakli Koordinatörü Murat Kaymak, Özdemir’in organlarının bağışı için onay almak üzere aileyle irtibata geçti. Ailenin “olur” vermesinin hemen akabinde ise Ankara’nın çeşitli hastanelerinde yatan ve bağış bekleyen hastalar belirlendi. 16 Haziran sabahı 00:30’da başlayan ve yaklaşık 4 saat süren ameliyatın ardından Tayyip Özdemir’den alınan organlar sırasıyla diğer hastanelere sevk edildi.

    Tayyip Özdemir’in kalbi, 7 yaşındaki bir çocuğa nakledilmek üzere Başkent Üniversitesi Hastanesi’ne, karaciğeri 14 yaşındaki bir hastaya nakledilmek üzere Gazi Üniversitesi Hastanesi’ne götürüldü. Yine yaşıtı sayılabilecek hastalara nakledilmek üzere böbrekleri Özel Medicana ve Hacettepe Üniversitesi Hastanelerine, korneaları Ankara Hastanesi Göz Bankası’na götürüldü. Pankreası ise Tayyip Özdemir’in beyin ölümünün gerçekleştiği Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yatan başka bir çocuk hastaya nakledilecek. Dışkapı Hastanesi Organ ve Doku Nakli Koordinatörü Murat Kaymak, Tayyip Özdemir’in ailesiyle çok duygusal bir atmosferde görüşme gerçekleştirdiklerini, ailenin davranışının örnek bir davranış olduğunu ve bu bağış olayının herkese örnek teşkil etmesi gerektiğini ifade etti.

    YAŞASAYDI BUGÜN KARNESİNİ ALACAKTI

    İlkokul 1. sınıf öğrencisi olan çocuğunun derslerinin çok iyi olduğunu ifade eden baba Murat Özdemir, “7 yaşındaydı. İlkokul 1.sınıfa gidiyordu. Karne alacaktı. Bütün dersleri 5’ti. Çok başarılı bir çocuktu ama bisiklet sürerken çok hızlı giden, ismini bilmiyorum ehliyetsiz 16 yaşında birisinin çocuğuma çok süratli vurması sonucunda çok ağır travma geçirdi. Hiçbir şekilde uyanamadı. İşte bundan dolayı beyin ölümü gerçekleşti” dedi. Baba Özdemir, çocuğunun organlarını canı gönülden verdiğini belirtti. “Herkese örnek olmasını istiyorum” diyen Özdemir, “Yavrumun organlarını canı gönülden bağışladım. Herkese örnek olsun. Benim Tayyibim kurtulamadı. Hayata dönemedi. İnşallah, organları gidecek kişiler hayata döner, koşar, oynar. Onlar da hayata tutunur. İnşallah benim Tayyibimin organları onlarda hayat bulur. Onları da ben Tayyib’im diyerek severim, kucaklarım. Maddi yönden hiçbir beklentim yok” diye konuştu.

    “BAŞBAKANIMIZI ÇOK SEVİYORDUK. İSMİNİ TAYYİP KOYDUK”

    Acılı baba, “Başbakanımızı çok seviyorduk. Dedesi ‘Tayyip koyalım ismini’ demişti. 2004’te ismini Tayyip koyduk. Doktorlarımızdan Allah razı olsun. Çok uğraştılar uyandırmak için, beyninin tekrar vücuda uyarı vermesi için, ama uyanamadı. Uyanamayınca da beyin ölümü gerçekleşti. Beyin ölümü gerçekleşince de bizden rica ettiler çocuğun organlarını alalım binlerce bekleyen var toprakta çürümesin dediler. Biz de bizim acımız çok büyük ama acımızı içimize gömdük, takdir-i ilahi dedik ve toprakta çürümesin dedik. Onlar da hayata tutunsun dedik. İnşallah onlar da gelir, beni ziyaret eder, ben de onlara Tayyibim diye sarılır öperim doyasıya. Çünkü benim Tayyibimin organları o vücutlarda hayat bulacak inşallah. Acımız büyük, çok derin. Evlat acısını kimseye vermesin. Evlat acısını biz tattık, başkası tatmasın” şeklinde konuştu.

    Amca Özdemir ise, “Daha önce televizyonlarda izliyorduk, çok zor bir duygu. Hocamızın konuşmaları bizi çok etkiledi. Annesinin de çok büyük rolü oldu. Annesi Döndü Özdemir seve seve verdi. Televizyonlarda seyrediyorduk daha önce ama çok zor oluyor. Annesi, babası başta olmak üzere evet dediler. İnşallah bir yerlere gider şifa olur” sözlerini sarf etti.

  • Karagölde Terapi

    Karagölde Terapi

     Çubuk Karagöl, şehirden gürültüsünden kaçmak isteyenler için, doğal güzelliği ile rahatlık huzur veriyor.

    Karagöl, Türkiye’nin saklı cennetlerinden biri. Çubuk’ta muhteşem doğası, gün boyu yükselen kurbağa ve kuş sesleriyle ziyaretçilerine adeta terapi yapıyor. Çevresindeki çam ağaçlarının yoğun gölgesinin neden olduğu, göl yüzeyindeki koyu yeşil görüntü, bu doğa harikası krater gölünün Karagöl adını almasına neden olmuş.

    Şehrin gürültüsü ve bina yığınlarından kurtulmak isteyenlere nefes aldıran Karagöl, yüksek rakımı nedeniyle henüz açan çiçekleri ve renk değiştiren ağaçlarıyla bu zamanlarda görsel şölen sunuyor.

  • Çubuk’ta Haşereler İlaçlanıyor

    Çubuk’ta Haşereler İlaçlanıyor

    Çubuk Belediyesi tarafından Şubat ayında başlatılan larva ve ilaçlama çalışmaları devam ediyor.

    Çubuk Belediye Başkanı Lokman Özden, yaptığı açıklamada, Sağlık İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından ilçe sınırları içerisinde bulunan sulak alanlar, ahır çevreleri, dere yatakları, parklar ve çöp toplama alanlarında yapılan ilaçlama çalışmalarının devam ettiğini, çalışmalarda bu güne kadar 84 litre sıvı larvasit, 702 adet tablet larvasit ve 215 kilogram toz larvasit kullanıldığını belirtti.

    Özden, zararlı haşerelerin üreme noktalarında yapılan ilaçlamayla, vatandaşların daha temiz bir ortamda yaşamasını sağlamayı hedeflediklerini söyledi.

    Yerleşim yerlerinin yoğun olduğu bölgelerde ilaçlamayı, sabah 05. 00 ile 09. 00 saatleri ve gece 21. 00 ile 24. 00 saatleri arasında yaptıklarını vurgulayan Özden, diğer saatlerde de yerleşim yerleri dışındaki alanlarda çalışma yaptıklarını, mümkün olabildiğince vatandaşların ilaçla karşılaşmamasına dikkat ederek, haşereyle mücadele etmeye çalıştıklarını kaydetti.

    Bu yıl özellikle haşerelerin üremesine neden olabilecek bataklıkların kurutulması için çalışmalar yapıldığına dikkati çeken Özden, Çubuk Çayı başta olmak üzere ilçe genelindeki dere yataklarının Büyükşehir Belediyesi ve Çubuk Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü tarafından temizlendiğini de dile getirdi.

    Özden, “Çay ve dere yataklarında yapılan temizleme çalışmaları da uçkunla mücadelede bir avantaj olmuştur. Bu çalışmalarda ve ilaçlama çalışmalarında bize destek olan başta Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Melih Gökçek’e ve Çevre Koruma Daire Başkanlığı’nın ekibine ilçem adına teşekkür ederim”dedi.