Kategori: Sağlık

Çubuk sağlık haber

  • Kene ile Mücadele Eğitimi

    Çubuk Sağlık Grup Başkanlığı tarafından Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığını önlemek amacıyla bilgilendirme çalışması yapılıyor.

    Çubuk Sağlık Grup Başkanı Gülay Şahin, yaptığı açıklamada, vatandaşları bilgilendirmenin yanı sıra içinde kene çıkarma kartı, eldiven ve kene ile mücadele yöntemlerinin yer aldığı kene eğitim ve korunma seti de dağıttıklarını söyledi.

    Eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının yaz mevsimi süresince yapılacağını belirten Şahin, “Sağlık Bakanlığı son 5 yıl içerisinde kene vakasının görüldüğü bölgeyi 1., 2. ve 3. bölge olarak tanımladı. Sağlık Grup Başkanlığı olarak da bölgeler her 15 günde taranarak kene eğitimi veriliyor. Ayrıca müftülük personeli ve köy imamları da bu konuda camilerde, hutbelerde keneyle ilgili bilgilendirme yaptı” dedi.

    Mücadele kapsamında İlçe Tarım Müdürlüğü tarafından 46 bin hayvanın ilaçlandığını anlatan Şahin, hayvanların yoğun olduğu yerlerde kenenin daha çok bulunduğunu, bu nedenle de ilçe genelinde büyük ve küçükbaş hayvanların ilaçlandığını bildirdi.

  • Kene Vakası Çoğaldı

    Kene Vakası Çoğaldı

    Ülke genelinde olduğu gibi Çubuk’ta da havaların ısınmasıyla birlikte ortaya çıkmaya başlayan keneler tehlike saçmaya başladı.

    Çubuk’ta insanları çeşitli yerlerinden ısıran keneler hastanede yapılan operasyon ile çıkarılıyor.

    Son bir ayda Çubuk Devlet Hastanesinde kene ısırması kene vakaları görüldüğü bilgisi alındı. Yetkililer; Kene ısırmalarına karşı dikkatli olunması ve kene vakası sonucunda hiçbir müdahalede bulunmayarak, derhal en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması konusunda uyarıyor.

    Kene vakası Çubuk’un köylerinde ve piknik alanların tehdit oluşturuyor

    Sadece birkaç dakikalık bir müdahaleyi göz ardı ederek, kendi hayatınızı tehlikeye atmayın. Son yıllarda daha sıkça duyulmaya başlayan, bahar-yaz dönemlerinde artış gösteren ve ağırlıklı olarak keneler aracılığıyla bulaşan virütik bir hastalıktır. İlk olarak 1944 yılında Kırım’da, sonra 1956 yılında Kongo’da tanımlanmış ve sonra aynı hastalık olduğu anlaşılmıştır. Keneler, kan emerek beslendikleri için hemen tüm yabani ve evcil hayvanların (inek, koyun, köpek, kemiriciler, yerde beslenen kuşlar vb.) üzerinde bulunabilir ve bu hayvanlardan insana geçebilirler. Ayrıca, çalılık ve yeşil, yüksek otlu alanlarda bulunan keneler, beslenmek için doğrudan insanlara da geçip ısırabilirler. Bu nedenle daha çok kırsal bölgelerde ve hayvancılıkla uğraşan kişilerde görülmekle birlikte kentsel alanlardaki uygun ortamlarda da bulunabilirler. Virüs ile bulaşmış keneler, kan emişini tamamladıktan sonra ayrılırken bir sıvı salgılarlar. Virüs genellikle bu sıvı ile bulaşır. Kan emdikleri ve virüsü bulaştırdıkları tüm canlılar hasta olabilir fakat hastalık genellikle hayvanlarda hafif ve bulgusuz seyreder. Bu nedenle daha az görülmekle birlikte hasta hayvanların salgıları ve kanları aracılığıyla da hastalık bulaşabilir.

    Kenelerin kan emişi genellikle uzun bir süreçtir

    Sinekler gibi hemen sokup kısa sürede kan emişini bırakmazlar. Kan emmeye başlayan kene, ağız kısmındaki hortumunu cilt içine sokar ve doyuncaya kadar çıkartmaz. Bu hortum, geri çıkışı engellemek için çıkıntılar içerdiğinden kolay çıkmaz. Bu nedenle keneyi çıkartmak için zorlamamak gerekir. Çok zorlandığında sıvıyı erken salgılayıp virüsü bulaştırabilir veya boru kısmı koparak cilt içinde kalabilir. Ayrıca, zorlama kenenin patlayarak enfekte sıvı ve kanının cildimizdeki çiziklerden ya da gözümüze sıçrayarak bulaşmasına yol açabilir. Bu nedenle vücuda yapışık kene görüldüğünde bir cımbızla ağız kısmından tutularak yavaşça sağa-sola oynatılıp bir vida gibi çıkartılmaya çalışmalı ya da bir sağlık kurumuna başvurularak çıkartılması sağlanmalıdır.

    Hastalık oluşması ve bulguları:

    Hastalık genellikle kene ısırığı ile virüsün bulaşmasından 1-3 gün sonra ortaya çıkar. Bu süre en fazla 9 güne kadar uzayabilir. Hasta hayvanın kan ve vücut sıvıları bulaşmış ise bu durumda hastalığın ortaya çıkışı 13 güne kadar uzayabilmektedir. Ateş, kırıklık, baş ağrısı, halsizlik, aşırı duyarlılık, kol, bacak ve sırtta şiddetli ağrı ve belirgin iştahsızlık bulguları ile başlar. Bazen kusma, karın ağrısı ve ishal olabilir. İlk günlerde yüz ve göğüste küçük cilt altı kanamaları, gözlerde kızarıklık, gövde, kol ve bacaklarda bir yere çarpmış gibi cilt altı kanamalar oluşabilir. Burun kanaması, kanlı kusma, kanlı dışkılama, kanlı idrar görülebilir. Vajinal kanamaya da rastlanabilir. Ağır olgularda hepatit, karaciğer, böbrek, akciğer yetmezlikleri oluşabilir.

    Tedavi: Diğer çoğu virüs hastalıklarında olduğu gibi bu hastalığın da doğrudan bir tedavisi ve etkili bir ilacı olmayıp daha çok destek tedavisi ve bulguları gidermeye yönelik tedaviler ve bazı antivirütik ilaçlar uygulanmaktadır. Erken dönemde başlanılan destek tedavi daha başarılı sonuç vermektedir. Geç başlanılan tedavi ve ağır seyredebilen hastalık öldürücü olabilmektedir. Hastalığa karşı aşı çalışması yürütülmekle birlikte henüz koruyucu bir aşı geliştirilememiştir. Korunma: Hastalık, kenelerin sokması sonrası salgıladıkları sıvıyla, kenelerin çıkartılırken ezilmesi sonucu çıkan sıvı ve kanıyla veya kene sokması sonucu virüsü alıp hasta olmuş hayvanların kan ve salgıları ile bulaşabilmektedir.

    Bu nedenle: Mera ve meskenlerde yerleşik keneler kan emerek beslenirler. Hayvanları kenelerden uzak tutarak kenelerin yayılmaları engellenmelidir. Yeşil ve piknik alanlarına gidildiğinde (su kenarları, otlaklar, çalılık ve yüksek otlu alanlar) uzun giysiler giymeli, bacakları açıkta bırakmamalı, paçalar çorap içine konulup kenenin vücuda ulaşması zorlaştırılmalıdır. Dönüşte tüm vücut kontrol edilip yapışık kene olup olmadığına bakılmalıdır. Yeşil alanlara giderken böcek kaçırıcı sıvı ve jeller cilde sürülebilir veya giysilere emdirilebilir. Bu maddelerin az da olsa sağlık sakıncaları olduğu dikkate alınmalıdır. Hayvan besliyorsanız hayvanlarınızı dolaştırırken onlara da bu sıvılardan sürebilirsiniz. Vücuda yapışık kene tespit edildiğinde keneyi çıkartmak için fazla zorlamamalı, halk arasında yaygın olduğu şekliyle sigara veya kibritle yakma, kenenin üzerine kolonya, alkol veya diğer kimyasal maddeler uygulanmamalıdır. Bu maddeler kenenin daha erken aşamada kusmasına ve enfekte sıvıyı vücudumuza salgılamasına neden olabilir. Vücuda yapışık kene tespit edildiğinde eldiven takarak ve bir cımbız ile kene vücuda yapışık ağız kısmından tutularak yavaşça sağa-sola sallanarak bir vida gibi çıkartılmalı veya bir sağlık kurumuna başvurularak çıkartılması sağlanmalıdır. Hasta kişiler ile temasta vücut sıvıları aracılığıyla bulaşma olabileceği unutulmamalıdır.

  • Tv Balları Sahte Çıktı

    Tv Balları Sahte Çıktı

    RTÜK’ten bazı bal reklamlarına durdurma kararı verdi.

    Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının tespitleri üzerine, bazı bal markalarının görsel işitsel medya kuruluşlarındaki reklamlarını durdurdu.

    RTÜK’ten yapılan açıklamada, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca yürütülen denetim ve kontroller sonucunda, bazı bal ürünlerinin sağlık için tehlikeli madde riski barındırdığı konusunda önemli şüpheli durumlar ve deliller tespit edildiği belirtildi.

    Açıklamada, bu sebeple medya organları vasıtasıyla satışı yapılan bazı bal markalarının reklamlarının durdurulduğu belirtildi.

  • Alkolden Suç Oranı Artıyor

    Yeşilay Ankara Şubesi Başkanı Şemsettin Toprak, alkolden kaynaklanan suç oranının yüzde 70 civarında olduğunu bildirdi.

    Yeşilay’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Yeşilay Haftası kapsamında 3 okulda etkinlik düzenlendi. Ankara Şube Başkanı Toprak tarafından, Ayrancı Lisesi’nde yapılan sunumda, sigara, alkol, uyuşturucuya karşı alınacak önlemlerin yanında internet bağımlılığı konusuna da değinildi.

    İnternet arkadaşlıkları nedeniyle son yıllarda basında yer alan tehdit, şantaj, cinayet ve kayıplarla ilgili örnekler veren Toprak, şunları kaydetti:

    “İnternette tanıştığınız kişilere nüfus cüzdanı bilgilerini, TC kimlik numaranızı kesinlikle vermeyiniz. Onların buluşma tekliflerine itibar etmeyiniz. Kameralı görüşme yapmayınız. Gönderilen şeyleri almayınız ve mutlaka ailenize bilgi veriniz.”

    Çubuk Dumlupınar İlköğretim Okulu’nda düzenlenen diğer etkinlikte ise Yönetim Kurulu Üyesi Önder Güney, slaytlı sunum yaptı. Güney, “Bilgisayar ve cep telefonlarınızı, yatak odanızda açık bırakarak uyumayınız. Bilgisayar kullanırken doğru masa ve sandalye kullanınız. Dik oturunuz ve cihazınızı göz hizasında bulundurunuz. Her 1 saat sonunda gözlerinizi 30 dakika dinlendiriniz. Bu sürenizi, spor yapmak, bisiklet sürmek gibi etkinliklerle değerlendiriniz” ifadesini kullandı.

    Çubuk Sağlık Meslek Lisesi’nde de konuşan Toprak, şöyle dedi:

    “Alkolden kaynaklanan suç oranı yüzde 70 civarındadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün 30 ülkeyi kaplayan son araştırmasına göre, işlenen cinayetlerin yüzde 85’i, boşanmaların yüzde 80’i, trafik kazalarının ve aile içi şiddetin yüzde 70’i, ırza tecavüzlerin yüzde 50’si alkolden kaynaklanmaktadır” dedi.

  • Yeni 112 Acil Yardım İstasyonu Hizmette

    Yeni 112 Acil Yardım İstasyonu Hizmette

    Çubuk’ta üçüncü 112 Acil Yardım İstasyonu geçici binada hizmete girdi.

    Çubuk Belediye Başkanı Lokman Özden, “Ankara’nın parlayan yıldızı olma yolunda hızla ilerleyen Çubuk’ta” üçüncü 112 Acil Servis İstasyonu açıldığını belirterek, Çubuk’un konumu ve büyüklüğü nedeniyle istasyon sayısının artırıldığını, bu sayede acil yardım bekleyen kişilere daha kolay ulaşılacağını söyledi.

    Üçüncü istasyonun kalıcı yerini Karagöl Caddesi olarak düşündüklerini ifade eden Özden, “İstasyonlarımız Halil Şıvgın Çubuk Devlet Hastanesinde ve Esenboğa Mahallesi’nde bulunuyordu. Üçüncü istasyonun kalıcı yerini ise Karagöl Caddesi olarak düşünüyoruz. Yeni istasyonun ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

    Çubuk Sağlık Grup Başkanı Dr. Gülay Şahin ise yeni istasyon için Çubuk belediyesinden yer tahsisi talep ettiklerini belirterek şöyle konuştu:

    “Tadilat işlemlerinin tamamlanmasının ardından istasyon kendi yerinde hizmete devam edecek. Çubuk’ta bugüne kadar devlet hastanesinde ve Esenboğa Mahallesi’nde 112 Acil Yardım İstasyonlarımız hizmet veriyordu. Yeni açılan istasyon ise geçici olarak eski hastane binasında hizmet verecek. Çubuk Belediyesi tarafından yer tahsis yapıldıktan sonra yeni yerinde hizmete devam edecek. Çubuk’ta ambulans hizmetlerinin daha aktif ve hızlı verilebilmesi için yeni açılan istasyonumuz önem arz ediyor. Desteklerinden dolayı başkanımız Özden’e teşekkür ediyorum” diye konuştu.

  • Kayıtsızlar 213 TL Ödeyecek

    Kayıtsızlar 213 TL Ödeyecek

    Herhangi bir sosyal güvenliği olmayanlara, Genel Sağlık Sigortası kapsamında uygulanan Gelir Testi’nin bu ay sonuna kadar yapılması şart.

    Türkiye genelinde 9,5 milyon yeşil kartlı vatandaş gelir testine girecek.

    Testte yoksul olmadıkları anlaşılan vatandaşlar 35 ila 213 lira aylık prim ödeyecek.

    Teste hiç girmeyen ise otomatik olarak 213 liralık prim yüküyle karşı karşıya kalacak.

    SGK’ya kayıtlı olmayan 1,7 milyon vatandaşların 31 Ocak’a kadar SGK’nın kapısını çalmak zorunda.

    Aksi halde SGK her birini aylık 213 lira prim borcu ödemeye mahkum edecek.

    Başvurular için 31 Ocak 2012 son tarih.

    TESTE KİMLER BAŞVURMAK ZORUNDA?

    Halen bir işte çalışan memur, işçi, bağımsız çalışan, isteğe bağlı sigortalı olan ve yeşil kartlılar dışında kalan herkes gelir testine başvurmak zorunda. 18 yaşından küçükler ile emekli ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin gelir testi yaptırması gerekmiyor.

    Nereye başvurulacak?

    Gelirin testi için gerekli başvuru, kişinin kayıtlı ikametgâhının bulunduğu il veya ilçe idarî sınırları içindeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına yapılacak. Vakıflara kaymakamlıklar aracılığıyla ulaşmak mümkün. Özürlülük ve yaşlılık gibi nedenlerle bizzat başvuruda bulunamayacak olanların başvurusu vekili tarafından yapılacak.

    Aynı aileden herkes tek tek mi başvuracak?

    Gelir tespitinde, aynı evde yaşayan eş, evli olmayan çocuk, büyük anne ve büyük babadan oluşan aile esas alınacak. Aynı aile üyelerinden biri veya birkaçı başvuruda bulunsa bile başvuru formunda hanede yaşayan tüm fertlere ait bilgiler yer alacak. Aile içinden birden fazla kişi gelir testine tâbi tutulacak kişi durumundaysa tek form ile başvuru yapılacak.

    Test yaptırmayanlar ne kadar prim ödeyecek?

    Gelir testi yaptırmak istemeyenler ile genel sağlık sigortası kaydının yapıldığına dair tebligatın yapıldığı tarihten itibaren 1 ay içinde gelir testi yaptırmayanlar, gelirleri asgari ücretin iki katı yani bin 773 lira olduğu kabul edilerek 212 lira 76 kuruş prim ödemek zorunda kalacaklar. Bu kişiler yoksul dahi olsa test yaptırmadıkları için prim yüküyle karşılaşacaklar.trt

  • Türkiye’de İlk Dünya Basınında

    Türkiye’de İlk Dünya Basınında

    Türkiye’de gerçekleştirilen iki kol, bacak ve yüz nakli operasyonu, dünya basınında da geniş yankı buldu.

    Associated Press, tarihî operasyonu konu eden haberini, “Türkiye, ilk üçlü organ naklini gerçekleştirdi” şeklinde duyurdu.

    Haberde, Türkiye’de ilk kez yüz nakli operasyonu yapıldığı belirtildi. Ayrıca dünyada ilk kez bir hastaya aynı operasyonda iki kol ve bir bacak nakledildiği kaydedildi.

    Haberde, dünyada iki kol naklinin ilk kez 2008’de Almanya’da, iki bacak naklinin Temmuz 2011’de İspanya’da yapıldığı hatırlatıldı. Haberde, operasyonu gerçekleştiren ekip ve Akdeniz Üniversitesi Hastanesine ilişkin bilgiler de yer aldı.

    Haber, Kanada televizyonlarının bültenlerinde geniş yer buldu.trt

  • Türkiye’de İlk Yüz Ameliyatı

    Türkiye’de İlk Yüz Ameliyatı

    Antalya’da Türkiye’nin ilk yüz nakli ameliyatı yapılıyor. Aynı anda dünyada ilk kez bir hastaya iki kol ve bir bacak nakli de uygulanacak.

    Uşak’ta beyin ölümü gerçekleşen Ahmet Kaya’dan alınan yüz, bacak ve iki kol Antalya’daki alıcılara nakledilmek üzere Akdeniz Üniversitesine getirildi.

    Uşak İli Organ Nakil Koordinatörü Dr. Zafer Aydın, Uşak Devlet Hastanesi’nde gazetecilere yaptığı açıklamada, kent merkezinde 12 gün önce ailevi nedenlerden dolayı bunalıma girerek, kendini trenin altına atarak intihara teşebbüs eden 6 çocuk babası 45 yaşındaki Ahmet Kaya’nın, önceki gün tedavi gördüğü Uşak Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi’nde beyin ölümünün gerçekleştiğini söyledi.

    Bunun üzerine Kaya’nın yakınlarıyla temasa geçildiğini ve organlarının bağışı için ailenin ikna edildiğini belirten Aydın, akşam saatlerinde İzmir, Ankara ve Antalya’dan gelen uzman ekiplerin, kadavradan bağışlanan organları çıkartmak için operasyon başlattığını söyledi.

    Kaya’nın operasyon sırasında kalbinin durması üzerine iç organlarının işlevini yitirdiğini belirten Aydın, kadavradan göz korneaları ile birlikte iki kol, bir bacak ve yüzünün nakil için alındığını ifade etti.

    Yaklaşık 6 saat süren operasyonun ardından kadavradan alınan korneaların nakil için özel ambulans ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine gönderildiğini bildiren Aydın, iki kol, sağ bacak ve yüzün de Sağlık Bakanlığı’na ait özel ambulans uçakla Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine gönderildiğini kaydetti.

    Kadavradan organ alımı operasyonunu Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinden Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibinin gerçekleştirdiğini anlatan Aydın, iki kol ve bir bacağın 35 yaşındaki bir hastaya nakil edileceği ve operasyonun dünyada bir ilk olduğunu belirtti.

    Daha önce kol ve bacak nakli operasyonlarının yapıldığını ancak aynı hastaya iki kol ve bir bacak naklinin dünyada gerçekleştirilmediğine dikkati çeken Aydın, ”Umut ediyoruz ki operasyon başarıyla sonuçlanır ve dünyada bir ilk yaşanır. Çünkü bu güne kadar aynı hastaya iki kol ve bir bacak nakli yapılmadı. Hastadan alınan yüz de başka bir hastaya nakledilecek. Bu operasyon daha önce ülkemizde denendi ancak başarılı olmadı. Umut ediyoruz ki bu kez başarılı olur. Ahmet Kaya isimli vatandaşımızın organları nakil bekleyen hastalara umut ışığı olur. Bu gün tıp dünyası için birçok ilk yaşanıyor olabilir” dedi.

    Bu arada organları nakletmek için Antalya’dan gelen Sağlık Bakanlığı’na ait Hava Ambulans Uçağı’nın Uşak Havaalanı’ndan kalkışı sırasında aşırı soğuk nedeniyle kanatlarında buzlanma meydana geldi.

    Bunun üzerine havaalanındaki teknik personel tarafından uçağın kanatları alkolle yıkanarak uçuşa hazır hale getirildi. Sorunun giderilmesinin ardından hava ambulans uçak 02.00’da Uşak’tan Antalya’ya gitmek üzere havalandı.

    Ameliyat 03.15’te başladı

    Uşak’tan havalandıktan 45 dakika sonra Antalya Havalimanına inen uçaktaki uzman ekip büyük bir heyecanla Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesine gitmek için kendilerini bekleyen araçlarla yola çıktı.

    Kısa sürede hastaneye ulaşan Prof. Dr. Ömer Özkan başkanlığındaki ekip hiç vakit kaybetmeden ameliyata girdi. Ameliyata AÜ Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı’nda görevli Prof. Dr. Serdar Tüzüner, Anesteziyoloji ve AÜ Reanimasyon Anabilim Dalı’nda görevli Prof. Dr. Necmiye Hadimoğlu ile AÜ Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi ve Estetik Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Özlenen Özkan ile çok sayıda asistan doktor katıldı.

    Saat 03.15’de ameliyata başlayan ekip, yüz nakli ameliyatı ile aynı anda iki kol ve bacak nakli ameliyatını da gerçekleştiriyor. Ameliyatın yaklaşık 24 saat süreceği bildirildi.

    Türkiye’nin İlk Yüz Nakli Ameliyatı

    Ahmet Kaya’dan alınan yüzün Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı Gebece köyünde yaşayan 19 yaşındaki Uğur Acar’a nakledileceği öğrenildi.

    Acar’ın 40 günlükken beşiğinde uyuduğu sırada evlerinde çıkan yangında alev alan battaniyenin üzerine düşmesi sonucu yüzünün yüzde 90’ının yandığı belirtildi. Bir mermer atölyesinde çalıştığı öğrenilen Acar’ın uzun süredir yüz nakli ameliyatı için beklediği, bugüne kadar Şişli Etfal Hastanesi ile Çapa Tıp Fakültesinde çeşitli ameliyatlar geçirdiği bildirildi.

    Acar’ın rutin kontrol için Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne gelerek Prof. Dr. Ömer Özkan tarafından muayene edildiği, kontrolün ardından otobüs ile Manavgat’a döndüğü öğrenildi. Acar’ın otobüsten indiği sırada Prof. Dr. Özkan’ın kendisini arayarak, yüz nakli için beklenen kadavranın çıktığını ve acilen hastaneye geri dönmesini istediği ortaya çıktı.

    İki Kol ile Bacak Aynı Kişiye Nakledilecek

    Kaya’dan alınan iki kol ve sağ bacak ise Kepez ilçesine bağlı Varsak Altıayak Mahallesi’nde yaşayan 34 yaşındaki Atilla Kavdır’a nakledilecek.

    Kepez Belediyesinde işçi olarak çalışan Kavdır’ın 11 yaşındayken evlerinin önündeki elektrik tellerine konan güvercinleri uçurtmak için demir sopa ile tellere vurduğu ve bu nedenle elektrik akımına kapıldığı öğrenildi.

    Bu olaydan sonra hastaneye kaldırılan Kavdır’ın iki kolunun, dirseğin 7 santimetre altından, sağ bacağının da diz üstünden kesildiği ifade edildi. Kavdır da akşam saatlerinde hastaneye çağrılarak ameliyata alındı.

    Dünyada İlk Kadavradan Rahim Naklini de Gerçekleştirmişti

    Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibi Türkiye’nin ilk çift kol naklini ve dünyada ilk kadavradan rahim naklini de gerçekleştirmişti.

    Trafik kazasında hayatını kaybeden 23 yaşındaki bir kişinin kollarını, mısır silaj makinesinde geçirdiği kaza sonucu iki kolunu dirsekten kaybeden Cihan Topal’a 25 Eylül 2010 tarihinde nakleden ekip, 9 Ağustos 2011’de de 21 yaşındaki Derya Sert’e dünyanın ilk kadavradan rahim naklini yapmıştı.

    trt

  • Çubuk Hastanesinde Kaliteli Hizmet

    Çubuk Hastanesinde Kaliteli Hizmet

    Halil Şıvgın Çubuk Devlet Hastanesi 2011’de 290 Bin Kişiye Hizmet Verdi.

    Halil Şıvgın Çubuk Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Ziya Albayrak, yaptığı açıklamada, hizmete giren binayla birlikte hastanenin 2011 yılında hizmet performansı açısından oldukça verimli geçtiğini bildirdi.

    Fiziki ve hizmet kalitesi artan hastaneye, hastaların da rağbet gösterdiğini ifade eden Başhekim Albayrak, “Yeni binaya geçilince, personel sayımızda da yüzde 60 civarında artış oldu. Uzman doktorumuz 33, pratisyen doktorumuz 7, anestezi uzmanı 2, çocuk doktoru 3’e çıktı. Aynı zamanda beyin cerrahı doktorumuz da geldi. 2010’da 230 bine yakın hastaya poliklinik hizmeti verilirken, 2011’de ise bu sayı 290 bine çıktı” dedi.

    Yoğun bakım ünitesinde 5 yataklı olarak hizmet vermekte olduklarını kaydeden Başhekim Albayrak, yakın zamanda bu sayıyı 10’a çıkaracaklarını belirterek, bazı ihtiyaçlarında olduğunu ama bunlarında zamanla giderileceğini söyledi.

    Halil Şıvgın Çubuk Devlet Hastanesinin, merkezdeki hastanelere göre kat kat iyi olduğunu savunan Albayrak, ilçe halkının hastaneye sahip çıkması gerektiğini söyledi.

  • Hastalar İyileşmek İstemiyorlar mı?

    Hastalar İyileşmek İstemiyorlar mı?

    Doktorların Söylediklerini Anlamadığımız Halde Utandığımız için Doktora Soru Sormuyoruz.

    Hasta güvenliği, son yıllarda sağlık hizmetlerinin kalitesinin geliştirilmesi kapsamında ele alınan güncel ve önemli konulardan birisi olduğunu söyleyen Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu, hastalar üzerinde yaptıkları araştırmalardan ilginç sonuçların ortaya çıktığını belirterek, ’’Doktorların mesleki terminolojinin ağır bastığı bir dille konuştuklarında, hastaların yüzde 73,3’ünün doktorun söylediklerini anlamadıklarında bile utandıkları için tekrar soru sormadıklarını belirtmişlerdir’’ dedi.

    Sağlık hizmetleri yönetimi alanında yapmış olduğu ulusal ve uluslar arası çalışmaları ile bilinen Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu ve Medicana Hastanesi Kalite Birim Yöneticilerinden Uzman Özlem Füsun Sevim tarafından yapılan araştırma kapsamında, hasta güvenliği çerçevesinde, hastaneye tedavi amaçlı gelen hastaların, kendi tedavi ve bakım süreçlerinin ne kadarına katılabildikleri, ne kadar bilinçli davrandıkları incelendi.

    Yakın geçmişe kadar hekimlerin, hastalarının düşüncelerini, hislerini, korkularını ve endişelerini hiç dikkate almadan, hastalarının haklarında tek yanlı tedavi kararları aldığını söyleyen Tengilimoğlu, hastalarında çoğu kez hastalıkları hakkında detaylı bilgiler alamadan tedavi sürecine katılır, ilaç kullanır ve ameliyat olduğunu belirtti. Sağlığın bugünkü tanımında hastanın anahtar bir oyuncu olduğunu vurgulayan Tengilimoğlu, ’’Hastaneler gibi yüksek riskli süreçlere sahip bir sektörde, hastanın tedavi ve bakım sürecine katılması, duyarlı olması, kendi sağlığı hakkında, kullanacağı ilaçlar ve geçireceği ameliyatlar hakkında sorular sorabilmesi, hekimi ile ortak kararlar alabilmesi, oluşabilecek istenmeyen olayları ve tıbbi hataları azaltacaktır. Sağlığın bugünkü tanımında hasta anahtar bir oyuncudur. Hastanın temel haklarından biride karar alma sürecine katılma hakkıdır. Son birkaç yıl içerisinde hasta katılımı giderek artan bir şekilde sağlık süreçlerinin yeniden tasarlanmasında önemli bir bileşen olarak kabul edilmiştir’’ dedi.

    Joint Commission tarafından, 2009 yılından itibaren hasta güvenliği uygulamalarına dahil edilen, hastanın tedavi süreçlerine aktif olarak katılımı yönündeki uygulamaların ‘speak up programı’ adı altında toplandığını anımsatan Tengilimoğlu, bu programın en büyük faydasının, hasta ve yakınlarının tedavi süreçlerinde daha çok soru sormalarını ve daha dikkatli olmalarını, hastaların bilinçli olmasını, tedavi ve bakıma yardımcı olmalarını sağladığını kaydetti.

    Ankara’daki özel bir hastanede yatarak tedavi hizmeti almak için başvuran 400 hasta ile yüz yüze anket tekniği kullanılarak gerçekleştirilen çalışmada, elde edilen önemli sonuçların çok ilginç olduğunu vurgulayan Tengilimoğlu, anket sonuçları hakkında şu bilgileri verdi:

    ’’Doktorların mesleki terminolojinin ağır bastığı bir dille konuştuklarında, hastaların yüzde 73,3’ü doktorun söylediklerini anlamadıklarında bile utandıkları için tekrar soru sormadıklarını belirtmişlerdir. Katılımcıların yüzde 65,6’sı doktorun sempatik davranışlı olması sonucunda utanmadan soru sorduklarını ifade etmişlerdir. Lisansüstü öğrenimini tamamlamış katılımcıların yüzde 37,3’ü ağrı kesicilerin yan etkilerini biliyor musunuz? Sorusuna ‘evet biliyorum’ cevabını verirken bu oran orta öğretimde yüzde 17,5 ‘e düşmektedir. ‘Hasta haklarını ve sorumluluklarını biliyor musunuz?’ sorusuna, ilköğretim mezunu katılımcıların yüzde 72,0’si ‘hayır bilmiyorum’, üniversite ve lisansüstü katılımcıların yüzde 88,0’i ‘kısmen biliyorum’ yanıtlarını vermişlerdir. Ankete katılanlara hastalığınız ile ilgili ameliyat kararı verildiğinde ikinci bir hekime danışırmışsınız?  sorusuna yüzde 40 ‘ı tek bir doktorun fikri ile yetinmediklerini bir başka doktordan fikir aldıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca diğer seçenekler yüzdelik dilim açısından incelendiğinde, üniversite mezunu katılımcıların yüzde 27,8’i ‘doktor hakkında bilgi toplarım’ cevabını verirken, orta öğretim mezunu katılımcıların yüzde 19’u ‘ameliyatın aciliyetini sorarım’ yanıtlarını vermişlerdir. İlaç reçetesini okuyamadığınızda, doktorunuza tekrar sorarmısınız? Sorusuna, 36- 55 yaş arası katılımcılar yüzde 78.3 oranında, ‘Evet, tekrar sorarım’ yanıtını vermişlerdir. Özellikle ilaç kullanımı ile ilgili konularda hasta katılımının yüksek olduğu düşünülmektedir. Sağlık personellerinin ellerini yıkayıp yıkamadıklarına dikkat etme oranının, 15-25 yaş arası grubunda yüzde 28,0 iken bu oran 26-35 yaş arası katılımcılarda yüzde 50,0‘ye çıktığı görülmektedir. ‘Bilgilendirilmiş onam formunun ne olduğunu biliyormusunuz?’ sorusuna, Kadın katılımcıların yüzde 34,4’ü ‘kısmen biliyorum’ yanıtını verirken,  erkek katılımcıları yüzde 39,6’sının ‘hayır bilmiyorum’ yanıtını verdikleri görülmüştür. Hastalara ‘Eczaneden aldıkları ilaçları isim, doz, son kullanma tarihi yönünden kontrol edip etmedikleri’ sorulduğunda, 26-35 yaş arası grubun yüzde 49,5 oranda ‘Evet kontrol ederim’ yanıtını vermiş olması dikkat çekicidir. Hastaların enfeksiyonlara karşı ne kadar duyarlı olduklarını belirlemek için el hijyeni ile ilgili sorulan sorulara verdikleri cevaplar incelendiğinde, kadın katılımcıların yüzde 44,0 oranında erkek katılımcılara göre el hijyeni konusunda daha dikkatli oldukları görülmüştür.’’

    Yapılan anket sonucunda hastaların tedavi sürecine katılımının artırılması ve Speak Up programının başarılı bir şekilde uygulanması için bazı önerilerin getirildiğini söyleyen Tengilimoğlu, ’’Toplumda eğitim düzeyinin artması ile toplum yaşantısının her aşamasında kişilerin seçiciliği artmaya başlamıştır. Aynı şekilde sağlık kurumlarının tercih edilmesinde de bu seçicilik dikkat çekicidir. Hastalar, sağlık hizmeti almak istedikleri kurumları araştırarak gitmektedirler. Bu durumda sağlık kurumlarının; temiz, hijyenik bir ortam sağlamaları, güler yüzlü ve güven verici bir hizmet sunmaları, çalıştırdıkları sağlık profesyonellerinin hizmet verdikleri branş dallarında yetkin olmalarına dikkat etmeleri, çalışanlarının hastalara şefkat ve sabırla yaklaşmalarını sağlamaları, hasta güvenliğini bir kurum kültürü olarak benimsemelerini, sundukları sağlık hizmetlerini akredite olmasalar bile belirli standartlarda sunması sağlanmalıdır. Sağlık profesyonelleri, hastalar ve aileleri ile konuşurken, sempatik davranmaları, empati kurabilmeleri, sakin ve sabırlı olmaları, onların endişelerini ve korkularını anlayarak, tıbbi terimleri kullanmadan anlayabilecekleri bir dil ile rahatsızlıkları hakkında bilgiler verebilmelidirler. Hastaların, fazla soru sormalarına sinirlenmemeleri, hastaları hakkında tedavi planı yaparken onların bu sürecin bir parçası olduklarını hissettirmeleri ve katılımlarını destekleyici davranışlar sergilemeleri önerilmektedir. Hastaların kulaktan dolma, eksik ve yanlış bilgilerle doktora gitmeden ilaç kullanması önlenmelidir. Bu konuda sağlık kurumları ve eczaneler, hastaları bilgilendirici afişler kullanabilir. Cerrahi işlem yapılacak her hastaya aydınlatılmış onam formunun ne olduğu anlatılmalı ve hastanın bu formu okuyarak imzalaması sağlanmalıdır’’ diye konuştu.

  • Netten Hastane Randevu Sistemi

    Netten Hastane Randevu Sistemi

    Türkiye’deki hastanelerde yeni bir sistem olan internetten randevu sistemine geçilecek.

    Tüm hastanelerde 02 Ocak 2012 den internetten online hastane randevu alma sistemine geçiş başlıyor.

    Vatandaş artık 182 nolu telefon ile alınan Merkezi Hastane Randevu Sisteminin yanı sıra internetten de randevu alabilecek.

    Bilindiği üzere, Sağlık Bakanlığı Türkiye’de daha etkin ve verimli bir şekilde sağlık hizmetlerine ulaşılması amacı ile Sağlıkta Dönüşüm Projesi’ni yürürlüğe koymuş ve bu program kapsamındaki çalışmaları büyük ölçüde gerçekleştirdiği projelere bir tanesini de ekledi.

    Netten randevu sistemi, önümüzdeki günlerde sisteme girecek, dolayısıyla İnternet kullanıcılarına büyük kolaylık sağlayacağı düşünülüyor.

    İnternet’ten Hastane Randevu Sistemi Başladı

    Çubuk’ta bu yıl başlayan Merkezi Hastane Randevu Sistemi (MHRS) kapsamında İnternet üzerinden randevu hizmeti de hizmete girdi.

    Hastaneye gitmeye gerek kalmadan Türkiye’nin her yerinden istenilen hastane ve doktordan randevu alma hizmeti olan 182’ye telefonun yanı sıra İnternet’ten de ulaşılabiliniyor.

    Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde Çubuk’ta verilen sağlık hizmetlerini hızlandırması ve vatandaşa kolaylık sağlaması açısından düşünülen hizmet kapsamında, İnternet üzerinden randevu almanın ücretsiz ve çok basit. hastanerandevu.gov.tr/Portal/   –  MERKEZİ HASTANE RANDEVU SİSTEMİ 85.111.7.201/Vatandas/   adresinden üye olunmasının ardından randevu alınabiliyor.

    ÇHA

    Çubuk Haber Ajansı

    www.cubuk.biz

  • Çubuk Hastanesinde Yenilik

    Çubuk Hastanesinde Yenilik

    Halil Şıvgın Çubuk Devlet Hastanesi’nde Hasta Hakları Kurul toplantısı yapıldı.

    Halil Şıvgın Çubuk Devlet Hastanesinde Kurul Başkanı Yaşar Güntepe başkanlığında toplanan kurula Hasta Hakları Birim Sorumlusu Melek Kaplan, sivil toplum temsilcisi Müfit Onbaşı, sendika temsilcisi Zeki Yiğit, Valilik tarafından belirlenen vatandaş Hayati Tamer, İl Genel Meclis Üyesi Yücel Özbay, başhekim yardımcısı Ahmet Tan ve sosyal hizmet uzmanı Zübeyir Ünsal katıldı.

    Hasta Hakları Birim Sorumlusu Melek Kaplan, bir yıl içinde kurula 3 şikayet geldiğini ve bunlardan 2’sinin sonuçlandırıldığını ve 1’inin de sonuçlandırılmak üzere olduğunu söyledi.

    Kurulda, hastane yönetimi ve çalışanlardan kaynaklanan hasta şikayetlerinin değerlendirildiğini ve önemli kararlar alındığını ifade eden Kaplan, şöyle konuştu:

    “Tüm kurul üyeleriyle elimizde bulunan hasta ve hasta yakını şikayet dilekçelerini, sorumlu hastane çalışanından alınan ifade dilekçelerini okuyarak kurula sunuyoruz. Küçük şikayetleri yerinde çözümlüyoruz, bu nedenle kurula girmesine gerek kalmıyor. Kurul olarak hasta hakları yönetmeliği ve hasta hakları uygulama yönergesine göre karar veriyoruz. Kurul sonuçlarını Sağlık Bakanlığı’na, hakkında şikayet olan hastane çalışanına ve başvurana resmi yazı ile bildiriyoruz. Biz kurul olarak elimizden geldiği kadar objektif kararlar almaya çalışıyoruz” dedi.