Son Dakika
Ülke genelinde olduğu gibi Çubuk’ta da havaların ısınmasıyla birlikte kene vakası ortaya çıkmaya başladı.
Çubuk’ta insanları çeşitli yerlerinden ısıran keneler hastanede yapılan operasyon ile çıkarılıyor. Yetkililer; Kene ısırmalarına karşı dikkatli olunması ve kene vakası sonucunda hiçbir müdahalede bulunmayarak, derhal en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması konusunda uyarıyor.
Havaların ısınması ile ilçemiz kırsalında kene tehlikesi artmaktadır. Masum bir doğa yürüyüşü hayatımızı karartmasın, Doğada piknik ve gezinti yapan vatandaşların çocukları ve kendileri üzerlerinde kene taraması yapması hayati önem taşımaktadır, Bilinçli herkesin malumudur ki Kırım Kongo Kanamalı Hastalığının müsebbibi kene popülasyonu ilçemiz kırsalında yaygın bir biçimde bulunmakta, bu hastalık ölümle sonuçlanabilecek sonuçlar doğurmaktadır. Yine malumunuzdur; kene ile mücadele ne belediyenin ilaçlaması ile nede başka başka ilaçlama yöntemleri ile önüne geçilebilecek bir durum değildir. Tek mücadele yöntemi doğada serbestçe hayatını idame ettirmesi gereken, ama bizim 250 gr eti için hunharca katlettiğimiz keklik ve bıldırcınlardır. Hem kendinize, hem bize hem de hayvanlara acıyın.
Sadece birkaç dakikalık bir müdahaleyi göz ardı ederek, kendi hayatınızı tehlikeye atmayın. Son yıllarda daha sıkça duyulmaya başlayan, bahar-yaz dönemlerinde artış gösteren ve ağırlıklı olarak keneler aracılığıyla bulaşan virütik bir hastalıktır. İlk olarak 1944 yılında Kırım’da, sonra 1956 yılında Kongo’da tanımlanmış ve sonra aynı hastalık olduğu anlaşılmıştır. Keneler, kan emerek beslendikleri için hemen tüm yabani ve evcil hayvanların (inek, koyun, köpek, kemiriciler, yerde beslenen kuşlar vb.) üzerinde bulunabilir ve bu hayvanlardan insana geçebilirler. Ayrıca, çalılık ve yeşil, yüksek otlu alanlarda bulunan keneler, beslenmek için doğrudan insanlara da geçip ısırabilirler. Bu nedenle daha çok kırsal bölgelerde ve hayvancılıkla uğraşan kişilerde görülmekle birlikte kentsel alanlardaki uygun ortamlarda da bulunabilirler. Virüs ile bulaşmış keneler, kan emişini tamamladıktan sonra ayrılırken bir sıvı salgılarlar. Virüs genellikle bu sıvı ile bulaşır. Kan emdikleri ve virüsü bulaştırdıkları tüm canlılar hasta olabilir fakat hastalık genellikle hayvanlarda hafif ve bulgusuz seyreder. Bu nedenle daha az görülmekle birlikte hasta hayvanların salgıları ve kanları aracılığıyla da hastalık bulaşabilir.
Sinekler gibi hemen sokup kısa sürede kan emişini bırakmazlar. Kan emmeye başlayan kene, ağız kısmındaki hortumunu cilt içine sokar ve doyuncaya kadar çıkartmaz. Bu hortum, geri çıkışı engellemek için çıkıntılar içerdiğinden kolay çıkmaz. Bu nedenle keneyi çıkartmak için zorlamamak gerekir. Çok zorlandığında sıvıyı erken salgılayıp virüsü bulaştırabilir veya boru kısmı koparak cilt içinde kalabilir. Ayrıca, zorlama kenenin patlayarak enfekte sıvı ve kanının cildimizdeki çiziklerden ya da gözümüze sıçrayarak bulaşmasına yol açabilir. Bu nedenle vücuda yapışık kene görüldüğünde bir cımbızla ağız kısmından tutularak yavaşça sağa-sola oynatılıp bir vida gibi çıkartılmaya çalışmalı ya da bir sağlık kurumuna başvurularak çıkartılması sağlanmalıdır.
Hastalık oluşması ve bulguları: Hastalık genellikle kene ısırığı ile virüsün bulaşmasından 1-3 gün sonra ortaya çıkar. Bu süre en fazla 9 güne kadar uzayabilir. Hasta hayvanın kan ve vücut sıvıları bulaşmış ise bu durumda hastalığın ortaya çıkışı 13 güne kadar uzayabilmektedir. Ateş, kırıklık, baş ağrısı, halsizlik, aşırı duyarlılık, kol, bacak ve sırtta şiddetli ağrı ve belirgin iştahsızlık bulguları ile başlar. Bazen kusma, karın ağrısı ve ishal olabilir. İlk günlerde yüz ve göğüste küçük cilt altı kanamaları, gözlerde kızarıklık, gövde, kol ve bacaklarda bir yere çarpmış gibi cilt altı kanamalar oluşabilir. Burun kanaması, kanlı kusma, kanlı dışkılama, kanlı idrar görülebilir. Vajinal kanamaya da rastlanabilir. Ağır olgularda hepatit, karaciğer, böbrek, akciğer yetmezlikleri oluşabilir.
Tedavi: Diğer çoğu virüs hastalıklarında olduğu gibi bu hastalığın da doğrudan bir tedavisi ve etkili bir ilacı olmayıp daha çok destek tedavisi ve bulguları gidermeye yönelik tedaviler ve bazı antivirütik ilaçlar uygulanmaktadır. Erken dönemde başlanılan destek tedavi daha başarılı sonuç vermektedir. Geç başlanılan tedavi ve ağır seyredebilen hastalık öldürücü olabilmektedir. Hastalığa karşı aşı çalışması yürütülmekle birlikte henüz koruyucu bir aşı geliştirilememiştir. Korunma: Hastalık, kenelerin sokması sonrası salgıladıkları sıvıyla, kenelerin çıkartılırken ezilmesi sonucu çıkan sıvı ve kanıyla veya kene sokması sonucu virüsü alıp hasta olmuş hayvanların kan ve salgıları ile bulaşabilmektedir.
Bu nedenle: Mera ve meskenlerde yerleşik keneler kan emerek beslenirler. Hayvanları kenelerden uzak tutarak kenelerin yayılmaları engellenmelidir. Yeşil ve piknik alanlarına gidildiğinde (su kenarları, otlaklar, çalılık ve yüksek otlu alanlar) uzun giysiler giymeli, bacakları açıkta bırakmamalı, paçalar çorap içine konulup kenenin vücuda ulaşması zorlaştırılmalıdır. Dönüşte tüm vücut kontrol edilip yapışık kene olup olmadığına bakılmalıdır. Yeşil alanlara giderken böcek kaçırıcı sıvı ve jeller cilde sürülebilir veya giysilere emdirilebilir. Bu maddelerin az da olsa sağlık sakıncaları olduğu dikkate alınmalıdır. Hayvan besliyorsanız hayvanlarınızı dolaştırırken onlara da bu sıvılardan sürebilirsiniz. Vücuda yapışık kene tespit edildiğinde keneyi çıkartmak için fazla zorlamamalı, halk arasında yaygın olduğu şekliyle sigara veya kibritle yakma, kenenin üzerine kolonya, alkol veya diğer kimyasal maddeler uygulanmamalıdır. Bu maddeler kenenin daha erken aşamada kusmasına ve enfekte sıvıyı vücudumuza salgılamasına neden olabilir. Vücuda yapışık kene tespit edildiğinde eldiven takarak ve bir cımbız ile kene vücuda yapışık ağız kısmından tutularak yavaşça sağa-sola sallanarak bir vida gibi çıkartılmalı veya bir sağlık kurumuna başvurularak çıkartılması sağlanmalıdır. Hasta kişiler ile temasta vücut sıvıları aracılığıyla bulaşma olabileceği unutulmamalıdır.
İnsan ölümüne neden olan kene, tehlikeli ve dikkat edilmesi gereken bir hayvan oldu. Kene ısırması sonucu kişilerde durum; ateş, halsizlik, burun kanaması, deride yaygın peteşiyal kanamalar, eklem ağrıları yakınmaları ile başvuran ve lökopeni 1100-2100 (kanda beyaz küre düşüklüğü), trombositopeni 27000 – 34000 (kanda pıhtılaşma hücrelerinin düşüklüğü) Karaciğer Fonksiyon Testleri yüksekliği laboratuar bulguları ile belirti gösteriyor. Kırım Kongo Kanamalı Ateş ( KKKA) ön tanısı konulan kişi hemen Şehir Hastanesine sevk edilerek, Enfeksiyon Hastalıkları bölümünde tedavi altında alınıyor. Geçtiğimiz yıllarda ilçemizde kene ısırması sonucu KKKA tanısıyla ölüm olayları bildirilmişti. Çoğu kene ısırığı ağrıya neden olmadan sadece kızarıklık, şişme veya deride hassasiyet gibi hafif işaret ve belirtilere neden olur. Ancak bazı keneler insanlara önemli hastalıklara neden olan mikroorganizmaları bulaştırır. Genel olarak; hastalık yaymak için kenenin en az 24 saat boyunca deride yapışık kalması gerekir. Bunun için fark edildiği anda dikkatli bir şekilde yapıştığı yerden çıkarılması çok önemlidir. Şimdiye kadar kene ile insanlara bulaşan 20 farklı hastalık tanımlanmıştır. Araştırmalar neticesinde kene ısırması yoluyla en sık olarak bulaşan hastalığın lyme hastalığı olduğu bildirilmektedir. Kenelerle insanlara taşınan hastalıklar arasında kırım kongo kanamalı ateşi, kayalık dağlar benekli ateşi gibi ölümcül olanları da bulunur. Kırım Kongo kanamalı ateşi, kenelerle bulaşan, ateş ve kanamayla seyreden ölümcül bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalık etkeni hastalıkla aynı ismi taşıyan bir virüstür. Kırım Kongo virüsü, dünyadaki en tehlikeli kene ile bulaşan virüstür. Sık görülen bir hastalık değildir ve bu sebeple önemli bir halk sağlığı tehdidi oluşturmaz. Fakat özellikle sağlık hizmetlerinin yetersiz olduğu ülkelerde sağlık personeli üzerinde önemli etkileri bulunur. Çünkü kene, hastalığın bulaşmasında vektör önemli olmasına rağmen, daha ileri ikincil vakalar insandan insana bulaş yoluyla yayılır. Hastalık sıklıkla virüs içeren kan ve vücut sıvılarına deri veya mukozal maruziyet sonucunda insandan insana bulaşır. 2006 yılında ülkemiz Karadeniz bölgesindeki salgın meydana gelmiş ve düzinelerce insan kırım kongo ateşine yakalanmıştır. Kırım kongo ateşi, kanamalı hastalığa ilerleyen ve spesifik olmayan ateş ile başlar. Enfeksiyonun yayılmasını sınırlandırmak için bazı önlemler alınması şarttır. Bu önlemlerden bazıları; Hastaların bakımında evrensel hijyen kurallarına uymak Zamanında enfeksiyon kontrolü önlemleri almak Maruz kaldıktan sonra sağlık çalışanlarına destek tedavi uygulamak şeklinde sıralanabilir. Bu uygulamalara ek olarak kene popülasyonunu kontrol etmek için pestisit kullanımı gibi topluluk temelli kontrol önlemleri, hastalığın yayılmasını azaltmak ve toplumda daha fazla görülmesini önlemek için gereklidir.
Kırım kongo kanamalı ateşi belirtileri nelerdir?
Aniden başlayan baş ağrısı, baş dönmesi, yüksek ateş, bel ağrısı, eklem ağrısı, karın ağrısı ve kusma gibi başlangıç belirtileri gösterir. Gözlerde, yüzde, boğazda kızarıklık ve damakta kırmızı lekeler yaygın olarak görülen belirtilerdir. Sarılık ve şiddetli vakalarda bilinç bulanıklığı da bu belirtilere eşlik edebilir. Daha ileri evrelerde cilt altı kanamalara bağlı deride ciddi morarma, şiddetli burun kanaması ve enjeksiyon bölgelerinde kontrolsüz kanamalar görülür. Kanama deri ve mukoza dışında, iç organlarda da görülebilir. İç kanama kan dolaşımında çöküntü veya şok sendromu ile sonuçlanabilir. Hastalığın ikinci haftasında karaciğer, böbrek veya dolaşım bozukluğu ölümle sonuçlanabilir. Araştırmalara göre hastalığın neredeyse %50 oranında ölümcül seyrettiği tespit edilmiştir. Geçtiğimiz yıllarda ilçemizde kene ısırması sonucu KKKA tanısıyla ölüm olayları bildirilmişti.
Kırım kongo kanamalı ateşi tedavisi nasıl yapılır?
Hastalığın tedavisi öncelikli olarak destekleyici amaçla yapılır. Sıvı ve elektrolit bozukluklarının düzeltilmesi, oksijen desteği ve ikincil enfeksiyonların uygun tedavisine özen göstermek önem taşır. Etken virüs ribavirin isimli antiviral ilaç ile sınırlandırılarak tedavi edilmeye çalışılır.
Kene ısırdığında neler yapılmalı?
Keneyi derhal ve dikkatlice çıkarmak büyük önem taşır. Bunun için vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna gitmek gerekir. Keneyi çıkarmak için önce eldiven giyilip işleme başlanır. Mümkün olduğunca derinden ve kenenin ağzına en yakın noktadan yakalamak, özellikle kafa ve ağız parçaları olmak üzere, kenenin hiç kalıntı bırakmadan çıkarılması için önemlidir. Bunun için temiz ince uçlu bir cımbız veya forseps kullanılır. Kene yavaş ve sürekli bir yukarı yönlü hareketle nazikçe çekilip kıvırmadan çıkarılır. Kene, asla çıplak elle tutulmamalı, cımbız veya elle sıkılmamalı veya kıvrılıp bükülmemelidir. Çıkarma işleminden sonra eller ve ısırık alanı sabun ve sıcak suyla yıkanır ve alkolle dezenfekte edilir. Keneyi çıkarmak için kesinlikle vazelin, tırnak cilası, nane yağı ya da sıcak kibrit gibi maddeler kullanılmamalıdır. Çünkü bu gibi maddeler kenede bulunan enfekte sıvıların cilde salınmasına neden olabilir. Kene yapıştığı yerden çıktıysa bir kaba koyarak derin dondurucuda saklanması, daha sonra görülebilecek herhangi bir belirtide kenenin doktor tarafından incelenmesi için önem taşır. Kene ısırmasından sonra şiddetli baş ağrısı, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, kusma, kas ağrıları ya da vücudunuzun herhangi bir bölgesinde felç bulguları ortaya çıkarsa derhal 112’yi arayıp ambulans çağırmanız hayati bir önem taşır. Eğer keneyi evde çıkarmaya çalıştıysanız ve kenenin baş, ağız ya da başka kısımları ciltte kaldıysa hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmanız gerekir.
Etiketler: kene ısırığı » kene ısırması » kene vakası » Kırım kongo hastalığıBENZER HABERLER